23 yaşındayım ve 6-7 yaşımdan beri istikrarlı bir şekilde evlenmek istiyorum. evliliğin süper bir şey olduğunu düşünmeme neden olacak şahane bir aile ortamında da büyümedim. içinde anne, baba ve kardeşlerimin olduğu tek bir fotoğrafım dahi olduğunu sanmıyorum, şu an zaten ayrılar. gelgelelim kendi adıma hep istedim bunu. evlilikten beklentim ve isteğim şudur: diyelim ki sen 100'sün tek başına. eşin de 100. sen onun desteği, sevgisi ve ilgisiyle 150 oluyorsun. o da aynı şekilde. ikiniz birlikte yükselmiş oluyorsunuz; yalnızken olamayacağınız bir seviyeye çıkıyorsunuz. hem kişisel olarak mutlu oluyorsunuz, hem mutlu bir birlikteliğiniz oluyor. süper olay. tabii bu her evlilikte böyle değil, onun da farkındayım. kimisini depresyona sokuyor, kimisinin hayatını yıkıyor. ben istediğim şey için söylüyorum bunu sadece.
ayrıca burada bahsettiğim şey "birine sırtını yaslamak" değil. ben yalnız da yaşarım, evde ağlayıp eş bekleyecek değilim. hatta annem hep babama çektiğimi, ex-bebiklerim de kendi hayatıma kimseyi sokmadığımı, çok bencil ve sorumsuz yaşadığımı vs. söyler; yani pek "evlenilecek erkek" de değilim sanki (piç hiç değilim eheh). oturur maç izlerim, yurtdışına çıkarım, neblim yapacak bi' şey bulunur yani.
gelgelelim, benim için başka biriyle özel ve eşsiz bir bağ kurmak çok muazzam bir şey. isterdim. hayatımı paylaşayım. benim için en değerlisi o olsun, onun için en değerlisi ben olayım. neblim işe giderken, yolda yürürken, bi' şey yaparken... her an, her yerde hayatının bir parçasının olması, onu öpebilmek güzel bir şey. dışardasın mesela, o bir yere uğruyor. sonra çıkıp geliyor tekrar, görüyorsun gelirken. orada onlarca, yüzlerce, binlerce insan var belki. hatta ondan güzelleri, zekileri, iyileri bile vardır. ama sen diyosun ki "aha ben bu kadına aşığım". benim için süper ve özel bi şey bu. sanat eseri gibi. iki sıradan, vasat veya en iyi ihtimalle "daha iyisi bulunabilecek" insan olarak bi aşk yaratıyosunuz, birbirinize tapıyosunuz, birbirinizle mutlu oluyosunuz falan. benim için muazzam bir duygu bu. herkesle sevişirsin, herkesle konuşursun, herkesle arkadaş olursun ama bu tarz bağlar çok çok az insanla kurulur. dostun olur, kardeşin olur, eşin olur, çocuğun olur... bu insanlar özeldir, her istediğinde her yerde bulamayacağın kişilerdir. tabii ki, dediğim gibi, "ideal" durumda geçerli bu ama ideali de bi yerde kendimiz yaratıyoruz; kimse puzzle parçası gibi ŞRAK diye oturmuyor o ilişkiye, zamanla büyüyor.
o açıdan ben 40 yaşında kendimi "yalnız" göremiyorum açıkçası. dediğim gibi öyle kalırsam da yapacak çok şeyim var, o zaman da ben bi şekilde yolumu bulurum. buffalo sabres maçı izlerken buffalo soslu patates kızartması, adana demirspor maçı izlerken adana kebap yiyecek kadar hayat dolu bi insanım jsfsjsk bende "yalnız yaşam" enerjisi bitmez, bundan eminim. ama eşim, çocuğum olsa daha iyi olurdu açıkçası.
bi de şu var: ben yalnızken dünyayı kurtaran, çok verimli olan biri değilim. aksine, hayatımda biri olduğu zaman çok daha dolu ve verimli oluyorum. o açıdan hoş olurdu.
böyle düşündüğüm için muhtemelen hiçbir zaman evlenemeyeceğim. nerede "BANA TAKIL HAYATINI YAŞA XD XD" adamı var, patır patır evleniyolar harbiden. biz de böyle romantiq_serseri_06 olarak dolaşıyoruz.
en kötüsü benim durumum ama galiba ha. dediğim gibi ne piçim ne ev adamıyım. "efendi adam"ın sahip olduğu erdem, dürüstlük, başarı, disiplin vs. bende yok; haliyle o açıdan tercih edilebilecek hiçbi şeyim yok. öte yandan piç, eğlenilecek bi adam da değilim. bari elle tutulur bi şeyim olaydı diyeceğim de şimdi yanlış anlaşılacak, şükür kamaşullahtan yana bi derdim yok :((
0